26 Nisan 2017 Çarşamba

NAYLON ANILAR



Coşkun Sabah'ın ünlü şarkısını bilirsiniz. “Anılar, anılar, şimdi gözümde canlandılar.
Anılar, anılar, beni bu akşam ağlattılar.” Coşkun Sabah ve Ahmet Selçuk İlkan bu dizeleri yazıp bestelerken muhtemelen ya eski bir mektuba bakıyor, ya da sevgilisinin eski bir resmine bakıyordur. Yine Cengiz Kurdoğlu diyor ki: “Dün gece resmini öptüm de yattım.”





Şimdi doksanlar ve öncesinde bu duygusallığı yaşayan değerli ağabeylerimiz, bugün bu aşkları yaşasa neler yaparlardı? Gelin bir de bunu düşünelim. Facebook’ta dün gece resmini “like”layıp mı yatardı, yoksa instagram’da boy boy fotolarını gördüğünde hasedinden çatlayıp da mı yatardı? O zamanlar sevgilinin sadece bir resmi olurdu, kimse beğendin mi beğenmedin mi bilemezdi. Yırtıp attığında da dünya âlem duyamazdı.






Bugünün dünyasında internet kesintisinde hemen her şey değişecek sanıyorsunuz. Haklısınız da. İnsanlar, dostluklar, aşklar ve samimiyet hisse senedi gibi piyasada dolaşıyor. Sonra yaşadığınız bir anın yaklaşık elli tane resmini çekiyorsunuz. Günün belli bir kısmını resim çekerek geçiren(hatta neredeyse öz çekim mesleği edinen) her yerde abuk sabuk fotoğraf çekmek için canından bile olan insanlar var. İşte bu sebeplerle anılar değer kaybına uğruyor. Artık anları ölümsüzleştirmek diye bir şey yok bence, artık anları öldürmek var.





Çok eski zamanlarda insanlar resim çekilmeden önce en güzel kıyafetlerini giyerlermiş. Yıllar sonra resme bakan torunu için gayet saygılı, gayet efendi bir duruşla resim çektirirlermiş. Artistik bakışlar atarlarmış. Çünkü az olan şey kıymetli olur. O nadide resimler şimdi mutlaka bir bavulun içinde veya bir yerlerde saklıdır. Ama üzülerek söylüyorum ki sizin birbirinden kıymetsiz binlerce resminiz geri dönüşmeyen dijital bir simge olarak silinecek.




Şimdi diyorsunuz ki peki ne yapmalıyım? Her anın fotoğrafını çekmekten vazgeçin. En azından tavsiyem şudur ki günde yüz fotoğraf çeken kişiler bu sayıyı on civarında tutsunlar. Üstelik aynı anın bir sürü resmi olacağı için onları silmek için de vakit kaybedeceksiniz, belki de toptan sileceksiniz.

Bir Türk Sanat müziği sözüyle yazımı özetleyeyim. Yıllar sonra ömrünüz yeter de bembeyaz saçlarınız ve kocaman gözlüklerinizle eski resimlere bakabilirseniz, değerli anılarınız olsun ve şöyle deyin:


“Maziye bir bakıver, neler neler bıraktık”


Hiç yorum yok: