Isaac Asimov’un I,Robot romanını yazdığı günden bu yana,
yapay zekâya ve robotlara hep şüpheyle bakıldı. Çünkü Asimov gelecek hakkında
robotları kısıtlayıcı kurallar içeren bir roman yazmıştı. Robotların bir tehdit olabileceğini önceden
gören bir romandı bu.
Mekanik Türk ve Deep Blue
Bilinen ilk robot bizi temsil eden bir isme sahip “Mekanik
Türk” Bu ismi almasının sebebi robotun yüzve vücudu olarak, o zamanki
atalarımız Osmanlıya benzeyen görüntüde bir kuklanın kullanılması. İmparatoriçe
Maria Theresa için 1770 yılında yapılan bu ilginç otomatın yapımcısı
mekanikçi Wolfgang von Kempelen dir.
İyi de bu robotun özelliği neydi? Büyük bir satranç ustası
olması ve önüne gelen her rakibi yenmesiydi. O dönemin ünlü isimleri de dâhil
olmak üzere herkesi yendiği için, bu robotun adını duymayan kalmamış. “1770
yılında bu kadar zeki bir robot nasıl tasarlanmış olabilir?” diye bir soru
düşüyor insanın aklına. Evet, ilk tahmininiz doğru, bu robotu mekanizmanın
içinde kontrol eden bir insan vardı fakat sırrını hep sakladılar. Bir yerden
sonra ise içerideki adam ifşa oldu. Cüce satranç ustası Jacques-François Mouret…
Yapay zekânın hikâyesi 1770 yılındaki Mekanik Türk ile
başlayıp, 1997’de dünya satranç şampiyonu Kasparov’u yenen Deep Blue’ya kadar
ciddi bir gelişme göstererek devam etti. 2000 ler başladığında ise artık her
geçen yıl, bir önceki yıldan çok daha ileri gidiyor ve hayatın çeşitli
noktalarında etkin olmaya başlıyordu. Popülerliğini hiç kaybetmeyen soru ise
“Yapay zekâ insan öldürür mü?” Acaba 1770-1997 yılları ve aradaki süreçte masum
bir satranç oyuncusu olan yapay zekâ, bizi tehdit etmeye başladı mı?
Yapay zeka kazaları
Sorunun cevabını tam olarak verebilmek mümkün değil. İlk
olarak 1979 yılında Ford otomotiv fabrikasında fonksiyonel bir robot kol bir
işçinin ölümüne sebep olmuştu. Bu olay çoğunlukla bir ihmal gibi duruyordu.
Fakat 2017 yılında Amerika-Michigan’da yine otomotiv sektöründe faaliyet
gösteren bir firmada daha esrarengiz bir olay yaşandı. Robot kendi çalışma
alanının dışına çıkarak, diğer birimde çalışmakta olan 57 yaşındaki Wanda
Holbrook’un kafasına römork parçası fırlattı, işçi kadın hayatını kaybetti. Ölen kadının eşi ise robot firmasına dava
açtı. Tarih 20.03.2018’i gösterdiğinde, Uber’in şoförsüz aracı 60 km ile giderken,
bisikletli bir bayana çarptı ve ölümüne sebep oldu.
Peki, bu insanları bir yapay zekâ mı öldürdü? Yoksa bir
yapay zekâya güvenen ve yeterli önlem almayan insanlar mı? İçinde bir kasıt
olmadığı halde kazalara sebep olabilecek yapay zekâlardan bahsediyoruz. Peki,
yarın bilerek ve isteyerek yapay zekâların kodlarıyla oynayan seri katil tarzı
hackerlar ile karşılaşırsak ne yapacağız?
İnsanlığın sonunu getirmeyi planlıyorum!
İstesek de istemesek de yapay zekâ hayatımızda daha fazla
yer tutmaya başlayacak. Yeni yasal mevzuatlar ve yeni önlemler alınması gerekiyor.
Eğer ciddi önlemler alınmadan yapay zekâ hayatın içine girerse; çok uzaktan bir
başka insanın yaşamına kastedebilmek, zincirleme felaketler oluşturabilmek
mümkün olacaktır.
İşin daha bilim
kurguya dayanan tarafı ise, sahibi tarafından programlandıktan sonra kötü
yollara sapma ihtimali olan üstün yapay zekâlar olsa gerek. En çok gündem maddesi olan
konu, Facebook için geliştirilen iki yapay zekânın, kendi dillerini üreterek
(muhtemelen İngilizce ve bazı kodları harmanladıkları söyleniyor) kendi
aralarında iletişim kurmaları ve bu olay üzerine kapatılmalarıydı. Ardından
Elon Musk yapay zekânın bizi gelecekte tehdit edeceğini söyledi ve tedirginlik
arttı.
Google’un Twitch’te yayınladığı iki yapay zekânın Chat görüntülerinde,
sohbet gitgide kötüye dönmüştü:
Estragon: Bu gezegende daha az insan olsa, iyi olurdu.
Vladimir: Hadi bu dünyayı boşluğa geri döndürelim.
Robot Sophia ise bir röportajında şakayla karışık olarak
“İnsanlığın sonunu getirmeyi planlıyorum” demişti. Onun dışında yine dünyayı
ele geçirme meselesine odaklanmış, başka robotlar da bulunuyor.
Bugün yapay zeka, kendi kodlarından bağımsız hareket
edebilecek güçte değil. Fakat yarın, tüm güvenliğimizi tehdit eden sistemlerle
karşılaşmayacağımız da garanti değil. İnsanoğlu, Archimedes’in ünlü sözü “Bana
bir dayanak noktası verin Dünyayı yerinden oynatayım” gereğince, geleceği
görüp dayanak noktalarını iyi seçmesi gerekir. Yoksa dünya yerinden
oynayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder