KORKU FİLMİ NEDEN SEVİLİR?
İnsanların istekleri doğrultusunda çeşitli alanlarda filmler
çekilmiştir. Komedi, dram, macera, polisiye, bilim kurgu vs. Ama belki de en
ilginç olanı “korku filmi” dalıdır. Çünkü ilk etapta basit bir düşünceyle
yaklaşırsak insan neden “korkmak”
istesin? Ya da korkmak için
ekstra bir çaba göstermesine ihtiyaç mı var? Bu soruların cevapları her ne
olursa olsun, “korku filmi” realitesi belki sinema tarihinin en eski
dönemlerinden beri önemli bir sınıf olma niteliğini hiç kaybetmedi. (Kuşlar, Sapık gibi önemli filmlerle)
Şu bir gerçek ki korku filmi kurgusu yazmak çok risklidir.
Korkuyu öyle bir dozajda vermelisiniz ki ne eksik ne de fazla. Küçük yaşlarda
TRT’nin Cuma geceleri korku filmi kuşağını takip eden bir çocuktum ve içimde anlamsız
korkular yer etti J
Mesela hala çatı katında gözbebekleri olmayan rahibin yaşama ihtimalinden
uzaklaşmış değilim. Bu şekilde insanları psikolojik olarak etki altında bırakan
başarılı filmler olduğu kadar amacından çok çok uzaklaşanları da var elbet.
Mesela “Dabbe” isimli filmi sinemada izlemeye gitmiştim ve birkaç sahnesinde
tüm salonun güldüğünü unutamıyorum, sebebi bazı yerlerde korkacak sahneleri
gözümüze sokması bazı yerlerdeyse korkuyu basite indirmesiydi.
Biraz daha derine inersek, insanların korku filminden beklentisi
gizemli bir şeylerin olması ve şaşırmaktır. Korkmak insan için basit bir
duygudur; bir köpeğin arkanızdan koşması bile sizi korkutabilir ama o koşan
köpeği yaklaştığı halde göremezseniz korkunuz katlanır, çünkü insanı en çok korkutan
şey “şüphe”dir. Tıpkı korkunun dozajını iyi ayarlamanız gerektiği gibi,
şüphenin dozajını da iyi ayarlamanız gerekir. Bazı filmlerde insanlar bir
şeylerden korkarlar ama gerçekten her şey o kadar müphemdir ki artık senaryo sıkmaya
başlar. Hep filmin dışında kalır, kendimizi uzakta hissederiz.
Korku sinemasında basit yapımlarla insanların psikolojilerini
avlayabilenler olduğu kadar, dünyanın parasını harcayıp zerre kadar etkilemeyen
filmler de vardır. Oyunculuk, diğer filmlerde olduğundan daha ön plandadır,
tabiri caizse filmin en korkunç sahnesinde başrol oyuncusunun üç buçuk attığı
gözlerinden okunmuyorsa o filmi atın çöpe gitsin.
Korku filmlerinde aradığımız şey her zaman farklılıktır ama
farklılık adına bulamaç haline getirilmiş senaryolarda hiçbir zaman tutmuyor. Biz isteriz ki senaryonun bir ayağı hep
gerçeğe bassın ki bizde kalıcı bir etki bıraksın. Yoksa korku filmleri evlat
olsa sevilmez…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder