Sen hangi Wendelsin?
Hal böyle olunca çoklu kişilik bozukluğu yaşayan kişilerin o
an hangi kişi olduğunu bilmeniz, ondan gelebilecek herhangi bir zararı önceden
tespit etmenizi sağlayacaktır. Bu filmde çok üstün bir performans ortaya koyan
James McAvoy, ana karakter Kevin Wendell ile tüm karakterleri ayrı ayrı
canlandırmış ve karakteristik mimik ve hareketlerini bariz şekilde
yansıtabilmiştir. Muhtemelen Kevin Wendell ismiyle bilinen esas karakter
bedenini kendi iç dünyasında ürettiği karakterlere teslim etmiş olacak ki
kendisini tanıma fırsatı bile bulamadık.
Karakter çatışmaları
Film Kevin’in mevcut karakterlerini çözmek ve hangilerini
baskı altında tutacağını öngören doktoru Dr. Karen Fletcher (Betty Buckley)
etrafında şekillenmektedir. Kevin içinde taşıdığı karakterleri ayrı ayrı
yaşattığı için bu karakterlerin birbirleri arasında da bir iletişim ağı oluşmuş
durumdadır. Yani kimisi birbiriyle can ciğer, kimisi ise kanlı bıçaklı sayılabilir. Bu
tarz psikolojik rahatsızlıklarla ilgili çok bilginiz olmasa dahi tahmin edebileceğiniz gibi filmde de olduğu gibi karakterlerden birisi diğerlerine baskın
çıkacak ve diğer karakterler artık daha az yaşamaya başlayacaktır.
Üç genç kurban
Kevin üç genç kızı, yaptığı planlar doğrultusunda kaçırır.
İç dünyasında o dönemde en baskın olan iki karakter bu konularla ilgili plan
yapmakta, diğer karakterleri ise mecburen bu ikisine sesini çıkarmamaktadır.
Casey Cooke (Anna-Taylor Boy) bu kızlar arasında geçmişte yaşadıklarına göre bu
tarz olaylarda bir B planı gerçekleştirme imkânı olandır. Daha fazla ayrıntı
vererek seyir zevkinizi kaçırmak istemiyorum. Ancak film özellikle McAvoy’un
performansı ve sonu tahminden çok uzak olmasa da sürükleyici anlatımıyla
seyirciyi etkilemeyi başarıyor.
Shyamalan klasiği
Ünlü yönetmen M. Night Shyamalan filmin sonunda ayrıca başka
bir filmiyle bağlantı kuracak bir yol çiziyor ve devam filmine göz kırpıyor.
Shyamalan filmleri benim görüşüme göre bir olmuş bir olmamış şeklinde
süregeldiği için izleyiciyi gelecekte ne beklediğini söylemek zor. Yine de
Shyamalan kendi tarzıyla sinema tarihinde ayrıcalıklı bir basamağa sahip oldu
bile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder