Uzaylıların dünyayı ilk ziyaretini konu alan filmleri
bilirsiniz. Birçok türleri vardır, uzaylı tasvirleri ve onların karakterleri
senarist ve yönetmenlerin zihinlerinde yoğrulur ve karşımıza gelir. Uzaylılar
bu senaryoda dünyaya neden geldiler? Açıkçası filmin etrafında ördüğü
konulardan birisi de aslında tam olarak bu. İnsanların amacı “Kurtuluş Günü”’ndeki
gibi onları nasıl alt ederiz? değil, “Düş Kapanı” filmindeki entrikalı
uzaylılar gibi olacaklarını da düşünmeyin. Uzaylıların dost göründüğü
filmlerden bir tanesi diyebiliriz. Ancak onlar hakkında daha fazla bilgi
vermesek daha iyi.
Senaryonun başı her ne kadar klasik uzaylıların gelişine
benzese de, devamı aynı diyemeyiz. Uzaylıların gemisi bu kez havada duran
kocaman bir yarım yumurtayı andırıyor. Dünyanın farklı farklı bölgelerine 12
adet Ufo iniyor ve macera başlıyor. Doktor Louise Banks (Amy Adams) ile
bilimci Ian Donnely (Jeremy Renner) Amerika’da
bu uzaylılarla iletişim kurmak ve onları anlamak için seçilmiş kişiler. Louise
Banks o kadar iyi bir dil bilimci ki neredeyse tüm dillerin matematiğini çözüp
öğrenebiliyor. Uzaylılar konuşamıyor olsa da bir şekilde mürekkep sembollerle
kendilerini ifade ediyorlar.
İnsanların gerçekliği algılayışı, dil sayesinde olur. Dil, kişinin
iç dünyası, çevresi ve dış dünyası üçgeninde iletişim kurduğu bir aygıttır.
Leibniz’e göre dil, zihni anlatma aracı olmasının yanı sıra zihni yoğuran bir
şey olduğu görüşündedir. Ömer Naci Soykan’a göre “Ancak yüksek olgunluğa erişen
dillerde gerçek bir düşünce etkinliği meydana gelebilir” Dolayısıyla filmde Doktor
Banks uzaylıların dilini öğreniyor ve bu dile hâkim oldukça hayatında çok
önemli değişiklikler yaşamaya başlıyor.
(Bu yazı buradan
sonra spoiler içeriyor, seyretmeyenler okumasın lütfen)
O kadar mükemmel bir dil düşünün ki siz o dildeki kelimeleri
ve cümleleri düşündükçe olaylara bakış açınız bir bütün halini alıyor. Uzaylıların
Dr. Banks’a kazandırdığı yetenek belki bir felaketi önlemesine sebep olacaktır.
Çünkü Dr. Banks geleceği görmeye başlıyor. Kısıtlı bir şekilde de olsa gelecekte
değişiklikler yapabiliyor.
Filmde uzaylıların niye geldiği sorusu muamma olmakla
birlikte, bununla ilgili de bazı teoriler var; mürekkep balığı görünümlü bu
dost uzaylılar bize daha sonra kullanacağımız bir dil, ve barışın ne kadar
önemli olduğunu vurgulamaya gelmişler. Ancak tabii senaryonun en açık noktası
da bu; bize barışı öğretmek için bu kadar uzak yollardan niye gelsinler?
Filmin baş rolündeki Dr. Banks’ın geleceği gördüğü halde, hayatıyla
ilgili aldığı bazı kararlar ise toplumsal açıdan tartışmaya açık. Ya siz
olsaydınız ne yapardınız? Diye sormadan edemiyor insan.
(Bu yazı buradan öncesi
spoiler içeriyor, seyretmeyenler okumasın lütfen)
Filmin eksi yönlerinden en önemlisi uzaylılarla görüşme
süreçlerinin tekrarlar şeklinde olması ve aksiyon bekleyen izleyiciye tam
olarak hitap edememesi. Beklentinizi eğer aksiyon değil, felsefi yönde
oluştura-bilirseniz bu filmi beğeneceksiniz. Şimdiden kendi alanında bir
başyapıt olmaya aday bir film.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder