17 Ocak 2014 Cuma

Kimlik Tartışması-2

TOTAL RECALL


Kimlik tartışmasında belki de en iyi örnek filmlerden biri "Total Recall" Gerçeğe Çağrı filmidir.Gerçek ve
rüya kavramlarını da tartışmaya açar ancak biz daha çok kimlik konusu üzerinde duracağız.Filmin önermesi ve sonucu yapboz gibi birbirini tamamlar. Douglas Quaid (Arnold Schwarzenegger) sıradan hayatını renklendirmek için, Rekall isimli firmanın sunduğu simülasyonlardan birini hafızasına yükletmeye karar verir. Tıpkı günümüzdeki 8D,9D vs gibi bir deneyimdir ama simülasyon hafıza ekimi yöntemi sayesinde %100 gerçekçidir. Quaid de hafıza ekimi sayesinde gizli bir ajan kimliğinin etkisinde Mars'taki türleri korumaya çalışmaktadır.Bu yüzden filmin çoğu yerinde şu soruyu sormaktan kendimizi alamayız; Gerçekle rüyayı birbirinden nasıl ayırt edebiliriz? Bizi biz yapan ne? Hafızamız mı? Geçmişimiz mi? Geçmişi hatırlamasak bile bizi biz yapan geçmişimiz mi?



Anlaşılan o ki Quaid normal bir hafıza ekimi işlemi sırasında olayların ters gitmesi sonucu similasyondan dışarıya başka bir kimliğe sahip olarak çıkar.Quaid'in karısı Lori (Sharon Stone) ve Rekall yetkilisi Mars'ı gösterirken bunun onun zihninde olan bir dünya olduğunu anlatmaya çalışır.
Ancak beynine yüklenen gizli ajan similasyonun beyninde ters etki yapması sonucu herşeyi gerçek sanmaya başlıyor.Rekall uzmanına göre Quaid'in yaşadığı herşey o öyle istediği için oluyor.Ona bu durumdan kurtulması için bir hap verir ancak Quaid onu dinlemeden vurur. İşler arap saçına döner.


Film boyunca yapımcı Paul Verhoeven bizi Quaid'in simülasyondaki bir hatayla (hafıza ekiminin yanlış gitmesiyle) Hauser isimli bir ajana mı dönüştüğü ya da onun içinde zaten var olan fakat baskı altında tuttuğu isyankar başka bir kimliği açığa mı çıkarttığını sorgulamaya yönlendiriyor.Yolculuğu boyunca Quaid de gerçekten hükümetin gizli bir ajanı olduğuna ya da hafıza ekimi etkisiyle bir simülasyon gören Quaid mi olduğuna karar vermek zorunda! 





Paul Verhoeven tam da araştırdığımız konu olan kişisel kimlik problemine parmak basıyor ve Quaid'in bu problemi nasıl yaşadığını anlatıyor.Bu film aslında kimlik tartışmasına yeni bir boyut kazandırmaktadır, eğer bizim beynimize bir başkasının geçmiş hayatı,deneyimleri,öngörüleri yüklenmiş olsaydı tıpkı onun gibi olabilir miydik, diğer kimliğimizin etkileriyle çelişkilere düşer miydik? 

Aslında ilk başta hafıza kelimesini sorgulamamız gerekiyor. Eğer hafıza dediğimiz şey salt olarak bilgilerin/fikirlerin toplamıysa peki bu fikirleri yorumlayan şeye ne diyoruz? Eğer deneyimler/çalışmalar/eğitimler bu fikirlerin çalışma şeklini değiştiriyorsa biz hafızayı sadece bilgiler topluluğu olarak tanımlayamayız.İşin garibi, Total Recall filminde Quaid sadece hafıza değişikliği yaşamıyor aynı zamanda yeni büründüğü kimlikteki ajanın tüm yeteneklerine sahip oluyor. Onun gibi düşünmeye, onun gibi şüpheci 
olmaya başlıyor.Fakat bazı şeyleri yadırgaması, zaman zaman uzak durması hala gerçek kimliğinden kopamadığını gösteriyor.Matrix filmiyle bir paralellik arzettiği aşikar, Matrix'e benzer simülasyonlarda karakterler kendilerine tıpkı bir bilgi öğrenir gibi yeni yetenekler yükleyebiliyorlardı.

Hiç yorum yok: