9 Mart 2014 Pazar

INCEPTION (Zaman içinde zaman)

Inception (Zaman içinde zaman)

Inception isimli film bilim kurgu sineması tarihinde çığır açan önemli bir yerde duruyor. Christopher Nolan sonu gelmez bir akım başlatmış! Bizi üzerinde çokça düşündüğümüz, hayatımızda hep gizemini korumaya devam eden “Rüya” olgusuna başka pencerelerden bakmamıza sebep olmuştur. Akla ilk gelen sorular: “Bir gün acaba teknoloji gelişip rüyalara müdahale imkânı sağlayacak mı?”, “Rüya içinde rüya görmeyi kontrol edebilmek mümkün mü?” Peki ya rüyayı yönetmek, mekânı, zamanı, olayı tasarlamak?



Inception isimli film yukarıdaki sorulara “Evet” cevabını verdikten sonrasını anlatıyor. Cobb ve ekibi rüyalarla ilgili çeşitli işler yapmış ve deneyimler kazanmışlardır. Rüyaları kontrol etmekte ve amaçlarına hizmet ettirmeyi başarmaktadırlar. Kapılarını en karlı fakat en zor iş teklifiyle ünlü bir iş adamı çalar.Saito (Ken Watanabe). Rakip firmanın veliahdına Robert Fischer (Cillian Murphy ) düşünce ekmek istemektedir ve bu teoride mümkün olsa da şimdiye kadar yapılmamış bir şeydir. Cobb (Leonardo DiCaprio)  ekibini bir araya getirirken Ariadne (Ellen Page) isimli rüya tasarımcısı bir çaylağı da yanlarına almıştır. Cobb ve ekibi rüyada işadamına gerekli mesajı vermek içinde rüya içinde başka bir rüya hatta onun içinde başka bir rüya daha açarlar. Burada kritik bir noktaya değiniliyor. Belki 3 rüya içeriye giden yoktur. Ama çoğumuz rüya içinde rüya görmüşüzdür. Kendi adıma “Oh rüyaymış” diye uyandığım bir uykunun aslında devam eden rüya içerisinde olduğuna şahit olmuşumdur. 




Senaristin vermek istediği mesaj daha önce bir yerlerden duymuş olabileceğiniz bir fikir içeriyor: “Rüya içinde rüya aslında bir nevi zaman içinde zaman gibidir. Ve bunun her türevi zamanı daha da genişletir.” Dinimizde zaman içinde zaman kavramının birçok karşılığı vardır. En önemli örnek Hz. Peygamberimizin(A.S.) Miraç hadisesidir, denilen o dur ki Peygamberimiz(A.S.) Miraç yolculuğundan döndüğünde henüz yatağı soğumamıştı, yani bu çok uzun yolculuk birkaç dakikanın içerisine sığmıştır. Tam 309 yıl uyuyan yedi uyurlar da uyandıklarında yarım ya da bir gün uyuduklarını sanmışlar ve gerçeği sonradan öğrenmişlerdir.

Inception filminde en içteki rüyada kapana kısılan Saito (iş adamı) 80-90 yaşlarına kadar gelmiştir. Cobb’un onunla tekrar karşılaşması belki de filmin en sarsıcı sahnelerinden biridir. Anadolu’da dilden dile yayılan Evliyaların çeşitli kerametleri vardır. İşte bunlardan biri de Abdülkadir Geylani hazretlerinin talebesiyle olan hikâyesidir. Özetle yemek hazırlamakla görevli bir talebe Hindistan’tan gelen bir heyetin talebiyle Abdülkadir-i Geylani hazretleri tarafından padişah olmak üzere Hindistan’a gönderilir. Orada 11 yıl hükümdarlık yapan adam bir gün bir anda kendini tekrar yemek yaparken bulmuştur. Göynüklü Debbağ dede’nin hikâyesi de yine zaman ve mekân üzeridir. Hac vazifesini tamamlayan bir Göynüklü ne yazık ki arkadaşlarını kaybetmiş ve Mekke’de tek başına kalmıştır.  Bahsi geçen adam Debbağ dede ile birlikte bilinmeyen bir sebeple aynı gün içerisinde evine geri dönmüştür.




Bilinen gerçek, rüyaların gerçekte çok kısa sürdüğüdür. O halde “zaman içinde zaman” kanıtı hatırladığımız uzun rüyalarla birlikte bizzat kendimiz oluyoruz. Rüyalar, zaman içinde zamanın yaratıldığının en önemli kanıtları ve “Inception” bunu anlatmaya çalışan başarılı bir film olarak yerini almış durumda. Umarız filmin sonunda açık kalan nokta Cobb’un lehinedir.

Hiç yorum yok: