Dağ-2 ve Fury filmleri arasındaki farklar
“Spoiler
içermektedir.”
Bu yazımda Türklere ait tartışmasız en iyi savaş
filmlerinden biri olan Dağ-2 ve yine şimdiye kadar izlemiş olduğum dünya
sinemasında en iyi savaş filmleri arasında olan Fury arasındaki farklardan
bahsedeceğim. Amacım Dağ-2 filmini sadece iki yönden eleştirmek, bunların
dışında oldukça güzel bir kurguya sahip. Murat Serezli (Veysel) bu filmde
gerçekten ustalaştığı için başta olmak üzere, Ufuk Bayraktar (Bekir), Çağlar
Ertuğrul (Oğuz) ve diğer tüm oyuncular oldukça başarılı. İyi yolda
ilerlediğimiz kesin.
Ancak bizim filmlerimiz neden bir seviye altta kalıyor,
değerlendirmek istediğim konu bu. Hani her zamanki klişe savunmamız olan “biz
de o kadar para yok” penceresinden değerlendirmeyeceğim.
Diyalog ve yan hikâyeler
Diyaloglar, senaryoyu tek düze yazılardan çıkarıp, bizi
olayların içine sokabilecek en önemli silahtır. Türk filmi olduğu için Dağ-2
filmini koruyup kollamadan itiraf etmeliyim ki, diyalogların büyük kısmı çok
suni geliyor izleyiciye. Yan hikâyeler Flashback (geçmiş hikâye) ile
desteklenmiş olsa bile çok güçlü gelmedi bana. İki gencin gerçek hayatlarında
yaşadıkları izleyiciye çok şey katmıyor. (Askeriyede geçtikleri zor sınavlar hariç)
Bir de Fury filmine göz atalım:
Orduya yeni katılan ve beklenmedik şekilde tank ekiplerinden
birine katılan Norman (Logan Lerman)’in yaşadığı travma, sanırım daha iyi
tasvir edilemezdi. Biz aslında bir savaş filmi seyrederken aynı zamanda
“hümanist” olan bir gencin zorunlu değişimini de izliyorduk.
-Bekle de gör.
-Neyi göreyim?
-Bir insanın başka bir insana neler yapabileceğini.
Birisi sizden savaşı özetlemenizi istese herhalde Norman ve
Bible arasındaki konuşmadan daha kısa özetleyemezdiniz.
Din ve film işlerini ayırmak
Bir diğer konu ise bizim “Belli kesimler ne der?” ilkesiyle
hareket ederek gerçeklerden sapma yapmamız. Terör olaylarının yoğun olduğu bir
dönemde Doğu’da askerlik yapan biri olarak, ölüme koşan askerlerimizin dinden
çok uzak olmadıklarını gördüm. Hâlbuki filmde şehadetten, dinden bahsedilmiyor.
Özellikle köyün basılmasına ramak kala yaptıkları konuşmada hepsi ilk
yaşadıkları ilişkilerden bahsediyorlar. Böyle bir durumda olan kişi bir daha
göremeyeceği kişileri, en başta ailesini düşünür ve hangi inancı varsa ona göre
dua eder.
Fury filminin sonuna doğru Don (Brad Pitt) ve ekibi bozulan
tanklarını bırakıp kaçmak yerine, içinde kalıp savaşmayı seçerler. Tıpkı Dağ-2 filmin
deki Türkiye’ye dönmek yerine oradaki köyü savunmak için kalan tim gibi.
Almanların bozulan tanka doğru yaklaştığını bilen Don ve
arkadaşları son anlarını içki içerek geçirmeye başlar. Kendi inanışlarına göre,
görevlerine anlam katmak ve motive olmak için İncil’den ayetler söylemeye
başlarlar. Bible (Shia LaBeouf): (”Zaman
zaman düşündüğüm, İncil’den bir ayet vardır. Çoğu zaman düşünürüm gerçi. Sonra
rabbin sesini işittim. “Kimi göndereyim? Bizim için kim gidecek diyordu. Ben de
dedim ki; ben, beni gönder.” Sonlara
doğru Don vurulduktan sonra şu şekilde başlayan İncil ayetlerini söylemeye başlar:
“ Dünyayı sevenin Tanrı’ya sevgisi yoktur….”
Tarafsız olarak baktığınız zaman hangisinin gerçeğe daha
yakın olduğunu yorumlamak size kalmış. Umarım gelecekte biz de Dağ2 gibi güzel
yapımlarımızı, gerçeğe daha yakın diyaloglarla destekleyebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder