7 Ocak 2017 Cumartesi

Dağ-2 ve Fury karşılaştırması

Dağ-2 ve Fury filmleri arasındaki farklar
“Spoiler içermektedir.”


Bu yazımda Türklere ait tartışmasız en iyi savaş filmlerinden biri olan Dağ-2 ve yine şimdiye kadar izlemiş olduğum dünya sinemasında en iyi savaş filmleri arasında olan Fury arasındaki farklardan bahsedeceğim. Amacım Dağ-2 filmini sadece iki yönden eleştirmek, bunların dışında oldukça güzel bir kurguya sahip. Murat Serezli (Veysel) bu filmde gerçekten ustalaştığı için başta olmak üzere, Ufuk Bayraktar (Bekir), Çağlar Ertuğrul (Oğuz) ve diğer tüm oyuncular oldukça başarılı. İyi yolda ilerlediğimiz kesin.

Ancak bizim filmlerimiz neden bir seviye altta kalıyor, değerlendirmek istediğim konu bu. Hani her zamanki klişe savunmamız olan “biz de o kadar para yok” penceresinden değerlendirmeyeceğim.




Diyalog ve yan hikâyeler

Diyaloglar, senaryoyu tek düze yazılardan çıkarıp, bizi olayların içine sokabilecek en önemli silahtır. Türk filmi olduğu için Dağ-2 filmini koruyup kollamadan itiraf etmeliyim ki, diyalogların büyük kısmı çok suni geliyor izleyiciye. Yan hikâyeler Flashback (geçmiş hikâye) ile desteklenmiş olsa bile çok güçlü gelmedi bana. İki gencin gerçek hayatlarında yaşadıkları izleyiciye çok şey katmıyor. (Askeriyede geçtikleri zor sınavlar hariç)







Bir de Fury filmine göz atalım:

Orduya yeni katılan ve beklenmedik şekilde tank ekiplerinden birine katılan Norman (Logan Lerman)’in yaşadığı travma, sanırım daha iyi tasvir edilemezdi. Biz aslında bir savaş filmi seyrederken aynı zamanda “hümanist” olan bir gencin zorunlu değişimini de izliyorduk.

-Bekle de gör.
-Neyi göreyim?
-Bir insanın başka bir insana neler yapabileceğini.

Birisi sizden savaşı özetlemenizi istese herhalde Norman ve Bible arasındaki konuşmadan daha kısa özetleyemezdiniz.

Din ve film işlerini ayırmak

Bir diğer konu ise bizim “Belli kesimler ne der?” ilkesiyle hareket ederek gerçeklerden sapma yapmamız. Terör olaylarının yoğun olduğu bir dönemde Doğu’da askerlik yapan biri olarak, ölüme koşan askerlerimizin dinden çok uzak olmadıklarını gördüm. Hâlbuki filmde şehadetten, dinden bahsedilmiyor. Özellikle köyün basılmasına ramak kala yaptıkları konuşmada hepsi ilk yaşadıkları ilişkilerden bahsediyorlar. Böyle bir durumda olan kişi bir daha göremeyeceği kişileri, en başta ailesini düşünür ve hangi inancı varsa ona göre dua eder.




Fury filminin sonuna doğru Don (Brad Pitt) ve ekibi bozulan tanklarını bırakıp kaçmak yerine, içinde kalıp savaşmayı seçerler. Tıpkı Dağ-2 filmin deki Türkiye’ye dönmek yerine oradaki köyü savunmak için kalan tim gibi.


Almanların bozulan tanka doğru yaklaştığını bilen Don ve arkadaşları son anlarını içki içerek geçirmeye başlar. Kendi inanışlarına göre, görevlerine anlam katmak ve motive olmak için İncil’den ayetler söylemeye başlarlar. Bible (Shia LaBeouf):  (”Zaman zaman düşündüğüm, İncil’den bir ayet vardır. Çoğu zaman düşünürüm gerçi. Sonra rabbin sesini işittim. “Kimi göndereyim? Bizim için kim gidecek diyordu. Ben de dedim ki; ben, beni gönder.”  Sonlara doğru Don vurulduktan sonra şu şekilde başlayan İncil ayetlerini söylemeye başlar: “ Dünyayı sevenin Tanrı’ya sevgisi yoktur….”





Tarafsız olarak baktığınız zaman hangisinin gerçeğe daha yakın olduğunu yorumlamak size kalmış. Umarım gelecekte biz de Dağ2 gibi güzel yapımlarımızı, gerçeğe daha yakın diyaloglarla destekleyebiliriz. 

Hiç yorum yok: